Türkiye Kamu-Sen 4/B ve 4/C memur istihdamını protesto etmek için alanlara indi. Binlerce kamu çalışanı Türkiye Kamu-Sen önünde biraraya geldi, alkış ve sloganlarla Abdi İpekçi Parkı’na yürüdü.
Mitinge; Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk başta olmak üzere Türkiye Kamu-Sen Eski Genel Başkanı Bircan Akyıldız, İlksan Başkanı Tuncer Yılmaz, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı İlhan Koyuncu, Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı H. Hüseyin Yılmaz, Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Özdemir ve Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların genel merkez yönetim kurulları da katıldı.
Mitingde kamu çalışanları; iş güvencesine sahip çıkmak, 4/B’li, 4/C’li köleliğe ve taşeronlaşmaya dur demek, KPSS ve YGS’de yaşanan rezaleti protesto etmek, işsiz, umutsuz, çaresiz bırakılan gençlerimizin sesi olmak için tek ses, tek yürek oldu.
“Ak Perde Tiyatroları: Hüseyin Ç. Bir Ankara Komedisi, Nimet Ç. Bir Ankara Trajedisi”, “YGS=Yandaş Giriş Sınavı” yazılı pankartların dikkat çektiği mitingde; “Ekmeğe Uzanan Eller Kırılsın”, “Gün Gelecek Devran Dönecek, AKP Bize Hesap Verecek”, “Hükümet Şaşırdı, Sabrımızı Taşırdı”, “Sözleşmeli Köle Olmayacağız”, “Hükümet Duy Sesimizi, Bu Gelen Memurun Ayak Sesleri”, “Başbakan Memura Fransız Kalma”, “Güvence Bizimdir, Bizim Kalacak”, “Yandaş Sendika İstemiyoruz”, “Beceriksiz Siyaset, YGS’de Rezalet”, “Hırsızlar Bulunsun, Hesap Sorulsun” şeklinde sloganlar atıldı.
Mitingde konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, sözleşmeli personel çalıştırılmasının asıl istihdam biçimi haline geldiğini belirterek, “Kamuda aynı işi yapan, aynı özelliklere sahip ama farklı farklı statülerde çalıştırılan personel vardır. Bu çalışanlarımızın hiçbirinin sahip olduğu haklar, bir diğeri ile aynı değildir. İdarecisi aynı, işvereni aynı, görevi aynı, yaptığı işi aynı ama hakları, maaşları, izinleri, bağlı oldukları kanunları farklı olan bir sistem olur mu? Olmuyorsa, bunun adına hukuk devleti denir mi? Kamu çalışanlarını bile ayırarak, farklı hukuki normlara tabi tutarak, ben adilim, haktan yanayım, bu ülkeyi iyi yönetiyorum diyebilir misiniz? Bütün gerçekler ortadayken, yüzleri kızarmadan bunları diyebilenlere, ‘devlet adamı’ denilebilir mi?” dedi.
Çalışanların farklı istihdam modellerine tabi tutulmasının adının ‘kamuda kargaşa ve kaos’ olduğunu belirten Koncuk, bu uygulamaların amacının kamudaki istihdam güvencesini yok etmek ve çalışanlarımızı köleleştirmek olduğunu kaydetti. Herkesi iş güvencesine sahip çıkmaya çağıran Koncuk, 4/C’li istihdam modelini de eleştirdi. Koncuk; “Son yıllarda, sayısı hızla artan 4/C’li geçici personelin yaşadığı dram, yetkililer tarafından nasıl görülmez? Siz yılın tamamında çalışma imkânına dahi sahip değilsiniz. Yılın 11 ayı çalışıp, bir ayı işsiz bırakılıyorsunuz. Düşük ücrete mahkûm edilmişsiniz. Özelleştirme mağduru olarak işinizden olmuş, bir dayatmaya maruz kalmışsınız. Hastalanmanız durumunda, maaşınız kesiliyor. Aynı kanunun, aynı maddesine göre çalışmanıza rağmen TBMM’de çalışanla, Sağlık Bakanlığı’nda çalışan; TÜİK’te çalışanla, Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalışan; özelleştirme mağduru ile özelleştirmeden gelmeyenler arasında dahi farklı uygulamalar var. Son olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, tartışmaya açık bir karar olmuştur. Sonra da çıkıp, buna adalet diyenler var. Size reva görülen haksızlığı, kalkınmanın temeli olarak görenler var” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün bir sarı sendikanın genel kuruluna katıldığını söyleyen Koncuk, “Sayın Başbakan’ı biz de Türkiye Kamu-Sen Genel Kurulu’na davet ettik, ama ne Başbakan ne de hükümetten tek bir temsilci gelmedi. Neden gelmedi? Başbakan Türkiye Kamu-Sen Genel Kurulu’na gelseydi, delegelerimize 8.5 yıldır yapamadıklarını nasıl anlatacaktı? YGS ile ilgili ‘tatmin oldum’ ifadesini nasıl açıklayacaktı? KPSS hırsızlığının 9 aydır çözülemediğini, bir tek hırsızın dahi yakalanmadığını, KPSS ile ilgili TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulması teklifine AKP milletvekillerinin ‘hayır’ demesini nasıl izah edecekti? Ataması yapılmayan öğretmenler çaresiz bir halde gezerken, ithal öğretmen getireceğini nasıl açıklayacaktı? Türkiye Kamu-Sen delegeleri; genel kurula Başbakan da gelse, Cumhurbaşkanı da gelse şakşakçılık yapmayacaktı.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 1 Haziran tarihinde 30 bin öğretmen ataması yapacağına dikkat çeken Koncuk, 30 bin atamanın ek atama olmadığını, Ağustos ayında yapılacağı söylenen 55 bin atamanın 30 bin’inin Haziran ayında kullanılacağını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileriyle görüştüğünü ifade eden Koncuk, “Bu 30 bin atama, seçimlerden önce ataması yapılmayan öğretmenleri ve onların ailelerini kandırmak içindir. Ağustos ayında 55 bin değil, sadece 10 bin öğretmen ataması yapılacaktır. 350 bin ataması yapılmayan öğretmene, onların anne babalarına sesleniyorum: Size atılan bu kazığı unutmayın” diye konuştu.
KPSS ve YGS’de yaşanan skandallara değinen Koncuk, “Çocuklarımız Türkiye’nin her ilinde sokaklara döküldü. Anne babalarımızın yüreği kan ağlıyor. 630 TL kazanmasına rağmen, üniversite sınavında başarılı olması için borçla harçla çocuğunu dershaneye gönderen annelerin hakkının hesabını kim soracak? Türkiye’de yer yerinden oynarken, bu ülkeyi yönetenler ne yapıyor? Bırakınız bu tatmin kelimesinin içini boşaltmayı, milleti ikna edin. YGS’yi eline, yüzüne bulaştıran, becerisi hiç olmayan Ali Demir ÖSYM’nin başında olduğu sürece, ÖSYM daha çok rezalet görür” diye konuştu.
Ülkemizin en büyük sorununun işsizlik olduğunu söyleyen Koncuk, iktidarın, yaşanan işsizliği kendileri için avantaja çevirerek, işsizlik tehdidi ile çalışan haklarını her geçen gün gerilettiğini belirtti. Koncuk, sırça köşklerde oturarak, kanunlar hazırlayıp, çalışanların iş güvencesini ellerinden alanlardan hesap sorulması gerektiğini kaydederek, şunları söyledi: “Bugün, özellikle sözleşmeli çalışanlarımızın birçoğu ailesinden, çocuklarından, memleketinden ayrı; tam anlamıyla gurbet hayatı yaşıyor. Aileler parçalanıyor. Çocuklar anne, baba hasretiyle büyüyor. Gidişat, karanlık bir geleceği işaret ediyor. İş güvencemiz elimizden alınmak isteniyor. 4/C’li geçici statüde çalışanların sayısı 45 bini buldu. İş güvencesinden mahrum, dönemlik sözleşmelerle, temel çalışan haklarından mahrum bırakılmış, sözleşmeli personel sayısı her geçen gün artıyor. Taşeron şirketler, düşük ücretlerle, güvencesiz, sendikasız elemanlarla kamuya yerleşmiş durumda. Bu gidişle, gelecekte hepimizin çocukları, taşeron şirketlerin kölesi olacak. Türkiye Kamu-Sen olarak, bu gerçeği görüyor ve herkesi geleceğine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Sırça köşklerde oturup, gerçekleri görmezden gelerek, kanunlar hazırlayıp, iş güvencemizi elimizden alanlardan, aileleri parçalayanlardan, çocuklarımızı taşeron şirketlerin kölesi yapmak isteyenlerden, mutlaka hesap sorulmalıdır, değerli arkadaşlarım. Çalışanlarımızı bu açmazlardan kurtarmanın bir tek yolu vardır. O da iş güvencesidir; kadro verilmesidir. Lafı dolaştırmanın, eveleyip gevelemenin anlamı yoktur. Sorun ortada; çözüm bellidir. Artık hükümet bu meydandan yükselen haykırışa kulak vermelidir. İktidar bu sesi duyup, bir kere de hayırlı bir işe imza atmalıdır. Türkiye Kamu-Sen olarak, yolu açın, Çalışana hizmet edin, Zulme son verin, Hakkı teslim edin diyoruz.”
Atama bekleyen öğretmenlerin atamasının yapılmasını isteyen Koncuk, “Adam gibi bir öğretmen atama politikası ortaya koyun ya da ‘ben devleti iyi yönetiyorum’ diye ortada gezmeyin” dedi. Koncuk sözlerini “Bu aymazlık devam ederse, yüzbinleri biraraya getirir, Ankara’yı başınıza yıkarız” şeklinde tamamladı.
Eylemde, çocuklar geleceklerine sahip çıktıkları için Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanlarına çiçek verdi.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Yorum Yaz